BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ…..

ömrümüzden, ruhumuzdan, solumuzdan, elimizden, canımızdan, yuvamızdan olduk... Son kavga, son yemek, son namaz, son dokunuş, son mutluluk... Dedim ya, bir vardık… Bir yok olduk.
Uzun zaman oldu yazmayalı, klavyeye her dokunduğumda ellerim, parmaklarım nasıl yazacağını, nasıl ifade edeceğini hangi harf, hangi kelime, hangi cümle ile anlatayım… Bilemedim.
Hiçbir cümlemin ne zamirini, ne sıfatını ne öznesini ne kafiyesine sığdıramadım şu var ki, hep devrik cümle. Tanımlı, tanımsız hiçbir cümleyi acının yerine koyamadım anlatamadım. 
Birçok cümle kaldı boğazımda, düğümlendi, kaldı orda dile gelemeyen, klavyeye dökülmeyen… Kaldı her bir cümlem enkaz altında… Sadece içimde derinde bir yerde Nefesimi tutup SESİMİ DUYAN VARMI? Demeye bile gücüm yetmedi…
Tüm haber kanalları ve sosyal medya tek nefes oldu, tek yürek oldu, aynı acı, aynı hüzün, duygunun rengi yoktu… Soğuk, soluk ve acıyordu içimiz... Ekran başında oturduk ve boğazımız acıyana kadar ağladık… Yandık, tarifi yok ve düşünüyorsunuz sebebi, nedeni, kim, nasılı, soru işaretleri almış gidiyor…. Cümleyi bölen nokta, yok virgül yok hayatlar kocaman bir soru işaretinde boğuldu kaldı.
Ne soğutabilir ki, soruyorum size, hangi cümle bir babanın soğuk bir elli tutarken içini ısıtacak, hangi cümle sol yanını kaybetmiş bir sevgiliye bir eşi doldurabilir. Hangi renk, hangi duygu, hangi ifade yetebilir annesini kaybetmiş bir cana, evladını kaybetmiş bir annenin yüreğini soğutmaya ve o soğuk elleri tutarken ararken bir köşede 3 evladım, 4 evladım kaldı çıkarın diyen sesinin solukluğunda kaybolan anneye…
Dinlediğim hiçbir müzik, hiçbir nota, hiçbir es, tını siz adını ne koyarsanız tarifi yok, farklı dillerde annelerin söylediği ağıtların tınısını. Tanıyamadık dinleyemedik.. Boğulduk dinlerken o derinlikte…
Yazılan çizilen anlatılan ve gösterilen hiçbir haber, sansür olsun olmasın hiçbir canı getirmeyecek… Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, hep eksik hep yarım. Tetikte kalacak herkes, her can, birilerini kaybetme korkusu ama en çok da SESİMİ DUYAN VARMI? Bir cümlenin bu kadar acı vereceği ama duyarken enkaz altında bir canın nefesi, sesi umut olur, bir yaşam belirtisi bütün bir dünyayı sevince boğacağını… Hep güzel kentler inşa ettik. Hiçbir güzellik ailesini kaybetmiş insanların acısını anlatmaya yetmeyecek. Kelimeler çirkin kalıyor….
Ve her zaman söylerim yine söylüyorum GÜZEL KENTLER DEĞİL SAĞLAM KENTLER İNŞA EDELİM…..
Suçlular elbet bulunur, elbet cezalandırılır…
Önemli olan o canlara dokunmak, sevgiyi paylaşmak, rengi ,ırkı,dili ne olursa kim olursa olsun acıyı beraber göğüslemek bir eli tutmak ısıtmak…Şuan tek görevimiz bu olmalı….

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Hakkari Nöbetçi Eczaneler

E-Bülten Aboneliği