SEBAHATTİN KESKİN YAZDI: TOPLUMSAL DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM

Gücünü halktan ve gerçek hayattan almayan ve bunlardan tamamen  kopmuş, tek kişi veya kişilerin onayına ve kabulüne dayalı bir sistemi temsil eden, ahlaktan yoksun bir hal almıştır. Ahlak ve İnsanlık olmadan ne siyaset ne de kurumlarının düzelmesi mümkün değildir. Ülkemizde yaşadıklarımız bunun sonucu olup, oluşan güvensizlik ve ümitsizlik ortamı ve insanımıza dayatılan siyaset ve siyasetçi kimliği bizim kaderimiz olamaz. Durumumuz böyle iken ahlakın ve adaletin işlemediği, ideolojik siyasi kimlik ve ilkelere sahip olmayan siyaset kurumları ve siyasetçileri görmek bizi şaşırtmamalı.
Çözümü yok mu.. Tabiiki var...
İnsanın kendi hakkına ve kaderine sahip çıkması ve insanımızı temsil edecek ahlaklı ve bir duruşu olan omurgalı siyasetçileri ve bunların oluşturduğu siyaset kurumlarının ve meclisin oluşması için; Nemelazımcılık, Ben mi değiştireceğim,
Ben ne yapabilirim, kötü de olsa AKRABAM olsun, AŞİRETİMDEN olsun yeter ki onlardan olmasın kayırmacılığından, Kim ve Ne olursa olsun yeter ki benim IRKIMDAN VE MEZHEBİMDEN olsun DİYEREK ÖTEKİLEŞTİRME BAANAZLIĞI ve KAFATASÇILIĞINDAN kurtularak, ülkede yaşayan HERKESİ KARDEŞİ ve bu ülkenin ASLİ UNSURU olarak gören, ortak menfaat ve aklı selimle hareket etmesinin artık bir tercih değil bir zorunluluk olduğunu bilmesi gerekir. Bu bilinçle hareket ederek, haklarına sahip çıkarak, siyasette dayatılan değil, tercihinin kabul görebildiği bireyler olmayı siyaset kurumlarına, siyasetçilere, yöneticilere haykırarak;
Artık yeter....
Meclis benim...
Patron da benim
Son sözü söyleyecek de benim...
DEMELİ, SEÇME ve SEÇİLME hakkına sahip çıkarak, üstüne düşen bu sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidir.
İnsanlık tarihine baktığımızda da Her Peygamber dinin değişim gücünü kullanarak, toplumları değiştiren önemli Liderler halktan gelen değişim gücünü kullanarak, statükocu sistemlere karşı mücadele vermiştir. Toplumsal değişimin başarıya ulaşabilmesinin şartları, toplumun yasalarını iyi bilmekle ve eleştirel akla sahip bireylerin değişime öncülük etmesine ve halkın bu konuda gösterdiği iradeye bağlıdır.  ‘Kuşkusuz Allah, insanlar nefislerinde (bilinçlerinde) olanı değiştirmedikçe, onların durumunu değiştirmez’ Rad/11 ayetinde de bildirildiği üzere; eğer insanlar başlarına gelen olayların nedenlerini ve haklarını keşfedebilecek bir bilince ulaşabilirlerse toplumlarını olumlu yönde değiştirebilirler. Bunun tam tersi bir bilinç ise Mehdi veya Kurtarıxı bekleyerek ve olayları Allah’a havale ederek mevcut olumsuz duruma boyun eğmek zorunda kalacaklardır.
Bir TOPLUM DEĞİŞİME karşı çıkan;
Kurumsallaşmış Yönetim ve Siyasi Yapı ya da Statükoyu, Sabit Fikirliliği, Aşırı Milliyetçiliği, Bir Grubun veya Zümrenin Körlüğünü veya Menfaatini,
Nemelazımcılık ve Toplumsal olaylara karşı kayıtsızlık ENGELLERİNİ aşabildiği ölçüde HAK ETTİĞİ insan onuruna yaraşır bir HAYATA ve MEDENİYETE kavuşabilir.

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Hakkari Nöbetçi Eczaneler

E-Bülten Aboneliği